İÇİMDEKİ ÇOÇUKLUK



 
                                      İÇİMDEKİ ÇOCUKLUK

Bu gün sabah işe gelirken iğde kokulu yollardan geçtim efkarlı bir sigara çeker gibi çektim kokusunu içime . Dam boyu yoncaları görünce çocukluğumda radyoda dinlediğim Celaloğlanı hatırladım ipek mendile yazılan senem’in ruhsatlı sevdasını andım. Evimin ilk defa şehrin dışında olmasına sevindim. Benim çocukluğumda köyde elektrik yoktu haliyle televizyon nedir bilmezdik. Evimizde bir delta radyo TRT’nin bir uzun dalgası birde kısa dalgası vardı ikisinin arasında gezinir dururduk o zamanlar fm radyo kanallarıda yoktu. Biz radyodan türkü büyüklerimizden yaşanmış Andolu hikayelerini dinlerdik. Maraş neresi bilmezdik ama Maraş’ta Meyrik neden ölmüş onu bilirdik. Şu yüce dağları duman kaplamış yine mi gurbetten kara haber var türküsünü duyduk mu hepimizin içine bir hüzün çökerdi.

Biz kışın köyde oturur bahar ayının gelmisi ile ailelerimiz yaylaya göçer bizler okulda olduğumuz için yakınlarımızın yanında kalırdık. Okul çıkışlarında ne celaloğlana biçecek yonca kalırdı ne de kır atın kırpaçağı arpa arkadaşlarla görüşerirdik yoncaların üzerinde akşama kadar yorgun argın eve varırdık o zamanlar sbs, oks filan yoktu bir defter bir kalem birde hayat bilgisi kitabı vardı zaten dersin tamamı hayat bilgisinden ibaret değilmidir ki. Hafta sonlarını iple çekerdik Cuma günü oldumu okul çıkışında çantayı dama önlüğü kapıya atar hemen yayla yoluna düşerdik. İki günde olsa çayır çimende kuzularda oynaşmak çok güzel olurdu. Ayaklarımızı dere sokardık Toroslarda sular çok soğuk olurdu en fazla suda kim duracak diye yarışa girerdik. Benim çocukluğumda renkli oyuncaklar yoktu çamurdan evlerimiz çam kozalaklarından koyunlarımız olurdu ve dünya bizim olurdu.

Yaylalar yeşilliği ile pırıl pırıl akar suları ile insana ayrı bir yaşama sevinci versede nedense yaylalarda hep hüzünlü hikayeler anlatılırdı. Aşiret kavgaları Karacaoğla’nın Elife olan sevdası ve mutlu sona ulaşmamış daha nice yaylada yaşanmış aşk hikayeleri birde Musa Eroğlu’nun sarı yaylam yüreğime dert olur yörükler göçer her koyaklar yurt olur türküsü birde kara çadır ismi tutar martin tüfek pasmı tutar tabi türkülerin içinde en hüzünlüsü Yemen türküsü Muş neresi yolu neden yokuştu o zamanlar bilmezdim ama şimdi öğrendim ki Yemene gidenin neden gelmediğini gülünün çemen olmadığını. Sarıkamışın neden tarihimizde kara bir leke olduğunu anladım. Keşke hep çocuk kalsaydım sadece bu türkülerin hikayelerini dinleseydim.

Bizim çocukluğumuzda bayramlar yayla da olurdu elimizde bir naylon poşet dolaşırdık obaları, öyle renkli şekerler çikolatalar yoktu bir kağıt şeker birde beyaz Mevlana şekeri olurdu. Şimdi onlarca çeşit şekerler var ama öyle şeker toplayacak çocuk kalmamış herşey önlerine geliyor. Onlarda çocukluklarını yaşadık sanıyorlar. Doyamadığımız çocukluğumuzu biz yaşadık ayağımızda kara bir lastik ayakkabı üzerimizde yamalı bir pantolon güneşte yanmış her zaman gülmesini bilen bir yüzümüz ve hasretle hatırlayacağımız unutulmaz bir çocukluğumuz vardı.

Bir gün geldiler bizim çocukluğumuzu köyden çıkardılar ama içimizdeki köyü çıkaramadılar. Beni unutan unutmayan bütün çocukluk arkadaşlarımı hasretle anıyor. Ahirete intikal etmiş büyüklerimizide rahmetle yad ediyorum. 

     Aşkın Süvari/Radyo Yeşilada


benimmdunyam. olarak  radyoyesilada    ya
gönderdigi paylaşım için teşekkür ediyoruz.Paylaşımlarınızın devamını dileriz. http://radyoyesilada.tr.gg/  Türkü dostlarına tavsiye ederiz.

 
Haberler-Gazeteler-Dergiler
 
Sitene Ekle
 
Hava Durumu
 
 
BAKTUBE.TR.GG
 
Bugün 37 ziyaretçi (301 klik) kişi burdaydı!
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol